| Fatih Camii Pfullendorf بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّح& |
|
| Baba ve Ogul (Father and Son) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
cemre
Mesaj Sayısı : 117 Kayıt tarihi : 18/08/07
| Konu: Baba ve Ogul (Father and Son) Çarş. Ağus. 29, 2007 6:56 pm | |
| Father And Son - Yusuf Islam
Father
Its not time to make a change,
Just relax, take it easy.
Youre still young, thats your fault,
Theres so much you have to know.
Find a girl, settle down,
If you want you can marry.
Look at me, I am old, but Im happy.
I was once like you are now, and I know that its not easy,
To be calm when youve found something going on.
But take your time, think a lot,
Why, think of everything youve got.
For you will still be here tomorrow, but your dreams may not.
Son
How can I try to explain, when I do he turns away again.
Its always been the same, same old story.
From the moment I could talk I was ordered to listen.
Now theres a way and I know that I have to go away.
I know I have to go.
Father
Its not time to make a change,
Just sit down, take it slowly.
Youre still young, thats your fault,
Theres so much you have to go through.
Find a girl, settle down,
If you want you can marry.
Look at me, I am old, but Im happy.
(son-- away away away, I know I have to
Make this decision alone - no)
Son
All the times that I cried, keeping all the things I knew inside,
Its hard, but its harder to ignore it.
If they were right, Id agree, but its them you know not me.
Now theres a way and I know that I have to go away.
I know I have to go.
(father-- stay stay stay, why must you go and
Make this decision alone? )
-----------------------------------------------
(baba)
şimdi değişiklik yapmak için iyi bir zaman değil
sadece rahatla, zorlama..
hala gençsin, hatan bu senin
bilmen gereken o kadar çok şey var ki
bir kız bul, yerleş
istersen evlenedebilirsin..
bana bak.. yaşlıyım ama mutluyum
ben de bir zamanlar senin gibiydim ve kolay olmadığını biliyorum
bir şeylerin olup bittiğini görüp de sakin olmanın..
fakat zamanını iyi kullan ve bol bol düşün
sahip olduğun her şeyi düşün
çünkü yarın sen hala burada olacaksın ama hayallerin olmayabilir..
(oğul)
nasıl anlatmaya çalışabilirim ki, ne zaman denesem bana sırtını dönüyor
bu her zaman o aynı, o aynı eski hikaye oldu..
konuşabildiğim andan itibaren dinlemem emredildi.
ve şimdi bir yol var ve ben gitmek zorunda olduğumu biliyorum..
gitmek zorunda olduğumu biliyorum..
(baba)
şimi değişiklik yapmak için uygun bir zaman değil
otur ve ağırdan al..
hala gençsin, hatan bu senin
yaşaman gereken o kadar çok şey var ki..
bir kız bul, yerleş
istersen evlenedebilirsin..
bana bak.. yaşlıyım ama mutluyum..
(oğul)
ağladığım tüm o zamanlar bildiğim her şeyi içimde tutmak
çok zor.. ama bunu reddetmek daha da zor olanı..
eğer haklı olsalardı onlara katılırdım, ama bildikleri başkaları, ben değil
ve şimdi bir yol var ve ben gitmek zorunda olduğumu biliyorum..
gitmek zorunda olduğumu biliyorum..
Izlemek isteyenler icin. Buyurun link adresi...Yusuf islam söylüyor...... https://www.youtube.com/watch?v=a48EkBy-SUc | |
| | | cemre
Mesaj Sayısı : 117 Kayıt tarihi : 18/08/07
| Konu: Geri: Baba ve Ogul (Father and Son) Çarş. Ağus. 29, 2007 7:27 pm | |
| Yusuf islam Dinimizi dünyaya cok güzel tanitti bence.
Birazda biz onu taniyalim.
YUSUF ISLAM (CAT STEVENS) Cat Stevens (asıl adı Stephen Demetre Georgiou (21 Temmuz 1948)) şarkı sözü yazarı ve müzisyen. Müzik kariyerinin başlangıcında Cat Stevens ismini almıştır. 1977 yılında Müslüman olmuş ve bundan iki yıl sonra da Yusuf İslam adını almıştır.. Cat Stevens ismiyle tanınmaya başlayan Georgiou, çoğu 1960`lı ve 1970`li yıllarda olmak üzere 60 milyondan fazla albüm satmıştır. "Wild World", "Morning Has Broken", "Peace Train" ve "The First Cut Is the Deepest" gibi ünlü parçalarıyla hatırlanır. 1976 yılında geçirdiği kazadan 1 yıl sonra İslam dinini seçmiş ve 1979 yılında Yusuf İslam ismini almıştır. Hayat öyküsü Çocukluğu ve gençliği 1948'de doğmuş, Rum bir babanın ve İsveçli bir annenin üçüncü çocuğu olan Cat Stevens'ın asıl adı Steven Demetre Georgiou'dur. Babası Yunan Ortodoksu olmasına rağmen Steven bir Katolik okuluna gitti. 8 yaşındayken annesi babası boşandı, bir süre beraber yaşadılarsa annesi oğlunu alıp İsveç'e döndü. 16 yaşındayken okulu bıraktı, daha sonra Sanat Okulu`na girdi ama oradan da ayrıldı. İlk hit parçasını ve albümünü 18 yaşındayken yaptı. "I Love my Dog" şarkısı Cat Stevens'ın doğuşu anlamına geliyordu. 1966 yılında Matthew and Son albümünü piyasaya sürdü. Bu dönemde Cat Stevens ismini aldı. 1967'de yayımlanan New Masters albümü fazla tutulmadı, bu albüm sonradan birçok kişi tarafından yorumlanan The First Cut Is the Deepest parçasıyla hatırlanır. 1968'ların başında 19 yaşındayken Stevens tüberküloza yakalandı. Aylarca hastanede yattığından müziğe tekrar dönmesi 1970`i buldu. 1970'de yayımladığı folk müzik temeline oturtulmuş, önceki albümlerinden de biraz farklı sayılan Mona Bone Jakon yayımladı. Bu albümde o dönemki aşkı Patti D'Arbanville için yazılmış (daha sonra bir klasik halini alan) "Lady D'Arbanville" Kendine has bir müzik oluşturan Stevens 1971`de çıkardığı Teaser and the Firecat albümüyle başarının tadını çıkarmaya devam etti. Bu albümde "Peace Train", "Morning Has Broken" ve "Moonshadow" gibi birçok hit parça yer alıyordu. 1970`li yıllarda yeni albümler yayımlamaya devam etti. Müslüman oluşu 1976 yılında bir kaza sonrası boğulmak üzere olan Cat Stevens, ALLAH a kurtarması için yalvarmaya başladı. Yıllar sonra VH1 kanalında o anı şöyle anlattı: "Bir anda kendimi tuttum ve "Oh Tanrım, eğer beni kurtarırsan senin için çalışacağım, dedim". Bu ölüme yakın deneyim onun ruh halini değiştirdi. Kardeşi David, Stevens'a bir Kur'an hediye etti ve Stevens`ın İslamiyet`e geçişi başlamış oldu. 1977 yılında Müslüman olarak Yusuf İslam adını aldı. Değişimini ilerleyen yıllarda müzikle uğraşmayı bıraktı. Sahnelerden uzaklaştı, hatta müzik şirketlerinden artık albümlerinin dağıtılmamasını rica etti fakat bu talebi reddedildi. Şu an karısı ve beş çocuğuyla birlikte Londra'da yaşamaktadır. | |
| | | cemre
Mesaj Sayısı : 117 Kayıt tarihi : 18/08/07
| Konu: Geri: Baba ve Ogul (Father and Son) Çarş. Ağus. 29, 2007 7:33 pm | |
| Cat Stevens'ı Yusuf İslam olmaya götürecek yolda sayısız engel vardı. O pop şarkıcılığının zirvesine çıkmış, adı Avrupa ve Amerika'da ün kazanmıştı. Maddî varlığı, serveti, şöhreti ve hele de günümüzde, neredeyse dinin yerini alan çılgın bir müzik furyasının sivrilttiği şahsiyetiyle Cat Setevens nasıl İslama geldi. imanı seçti?Üstelik o, İslama karşı peşin hükümlerin ve hatta düşmanlıkların en kesif yaşandığı İngiltere'nin başkenti Londra'daydı ve bir İngiliz vatandaşıydı. Ama, Kur'an mücizesi onu o şartlar altında ve orada da kurtarabilirdi. Çünkü Cat Stevens; bütün maddî refahına rağmen mutlu olamıyor ve birşeylerin eksildiğini gönlünün derinliklerinde duyuyordu.
Cat Stevens, şöhretinin zirvesinde bulunduğu yıllarda hastalanmış ve hastahanede yatmak zorundakalmıştı. Oradaki düşünceleri çok değişmiş, çıktıktan sonra, insan île Allah illşkisini anlatmaya çalışan şarkılar yazmıştı. İşte, tam bu sırada, daha önce Müslüman olan ağabeyi Davut imdadına yetişti. Olayı kendisi şöyle anlatıyor:
"1975'de ağabeyim Kudüs şehrini ziyarete gitmişti. Ziyaret programında Mescid-i Aksa da bulunuyordu. Camiye girer girmez içinde barışçı, doyurucu garip hisler belirince, bana hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bu dinden, yani İslamdan bahseden bir kart atmıştı. Londra'ya döndüğünde, bana Kur'an'ın aslıyla İngilizce tercümesini ihtiva eden bir kitap hediye etti. Talihliydim ve Allah hayatımı aydınlatmak istemişti. Ağabeyimin okumam için hediye ettiği Kur'an'ı okudum ve aradığınım bu din olduğunu anladım. Allah'ın bana, beni hak yola irşad etmek için gönderdiği bir hidayetti bu. Müslüman olmaya karar verdim. Allah'a şükrediyorum.
"Kur'an'la karşılaşıncaya kadar, hayatın gayesi bir sırdı benim için. Hayatı ve her şeyi düzenleyen bir Hakîm'in varlığına inanıyordum; peki ama kimdi bu görünmeyen san'atkar?
"Pek çok manevî-ruhî yollardan geçmiştim. Ne yazık ki hiçbiri beni doyuramamıştı. Yönü olmayan bir kayık gibiydim. Fakat Kur'an'ı okuduğum zaman, beni öyle bir hal bürüdü ki, sanki o benim için varedilmişti, ben de onun için yaratılmıştım.
"Bir buçuk yıldan fazla bir süre durmadan Kur'an okudum. Ve bu süre içinde hiçbir Müslümanla karşılaşmadım. Kur'an'ın mesajı içinde kendimi yitirmiştim. İki tercih vardı önümde:
"Ya kendimi tümüyle teslim edecektim, ya da kendi müzik yolumda yürüyüp gidecektim."
Ama müzik yolunu değil, Kur'an'a teslim olma yolunu seçti. Çünkü, daha ilk sayfalarda Kur'an onu teslim almıştı. Şöyle anlatıyor:
"Fatiha Süresini okuduktan sonra, verdiği mesajın cihanşümul oldugunu anlamaya başladım. Şimdiye kadar gördüğüm kitapların hiçbirine benzemiyordu. Bütün kelimeler garip bir şekilde yakındı bana sanki, içimi bir yakınlık ve erime duygusu kapladı. Okyanusunu bulmuş bir ırmak gibiydim.
"Kur'an her şeyin üzerinde dos doğru ve ap açık olup. herkesin anlayabileceği kadar sadedir. Muhakkak ki, Allah tarafından gönderilmiştir ve hiçbir fani tarafından da taklit edilemeyecektir. Çünkü, olduğu gibi gerçektir. Makul bir dünyada İslama sadakat kabul görecektir. Fakat insanlığın hepsi makul değil ki. Her birimiz, aklımızın yettiği kadar ve pek de mükemmel olmayan yollarda, en iyi bildiğimiz gibi gitmekteyiz.
"Eğer inancımız olsaydı, birçok hatalı ve yanlış basamakları atlayacaktık. Kötülüğün en esaslı kökü, bencillik ve gururdur. Bu hisler, insanı aynen şeytan gibi düşmanlık ve ayrılıklara veya garip doktrinler ile sapık yollara istek duymaya meylettirir.
"Kainatın büyüklüğü Ve yüceliği sizi hayrette bırakmıyor mu? Perde arkasındaki o ilahî gücü görüp, kendinizi ona Verdiğinizde büyük bir huzura kavuşacaksınız.
"Kardeşlerim, her şeyi hakkıyla bilen ve kendini tanıması için bizi yaratan Allah'tan başkasına tapmayınız. O ki rahmet ve adaletiyle, ölüm ve hayatla, yerleri ve gökleri kontrol eder.
"Dünyanın geçici güzelliğine aldanmayalım. Çünkü dünya, yalnız gelecek günlere hazırlanma yeridir. Bütün peygamberler gerçeğin öğreticisidir. (Salat ve selam onların üzerine olsun) Mukaddes Kitap Kur'an. Allah'tan korkan, inanan, ibadetini yapan ve sadaka verenler için, mutlak bir Kitap'tır. Allah'ın selamı üzerine olsun. O Peygamber'e Kur an 1400 yıl önce vahyedilmiş ve ondan önceki her peygamber bu Kitap'ta tasdik edilmiştir.
"Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.), cahillik ve kara günler içinde bulunan. Hz. İbrahim'in getirdiği dinin kaybolmaya başladığı ve parçalara ayrıldığı Mekke'de dünyaya geldi. İnsanlığa rahmet ve şefaat için gönderildi. O bütün zamanların en mükemmel insanıdır.
"Kainat bir harmoni içinde yaratılmıştır. Sırları ve güzelliği sonsuzdur. Gözlerimizle gördüğümüz, kulaklarımızla işittiğimiz, sadece bu kainatın bir küçük parçasıdır. Geride kalanları pek işitemiyoruz.
"İnsanoğlu gerçeği bilmek için yaratıldı ve İslam insanlık için gerçek bir kılavuz oldu. Kur'an bizi karanlık ve batıl inanışların içinden alıp, kainat içindeki yerimizi göstererek aydınlığa çıkarmıştır. Gerçek ışığı arayanlar için Kur'an yeterlidir ve onu doğru yola iletir. İnsanlık büyük bir ailedir, fakat aşmamız gereken birçok engeller vardır. Nefsimizin baskısından kurtulup, yaratılışımızın gerçek gayesini anlayabilmek, en büyük hedefimiz olmalıdır."
Yusuf un Teslim Oluşu adıyla yazdığı kitabında dolu ve ince duygulu bir müzik adamının gönlü çagıldıyor. Şöyle başlıyor kitabına:
"Pek çok arkadaşım neden Müslüman olduğumu merak ediyor, 'İslam nedir?' diyorlar. Evet, hikayeme İslam'ın bugün sanılan anlamıyla basit bir din olmadığını anlatmakla söze başlamam gerekir.
"O, hayatın ve tabiatın her cephesine hükmeden İlahi bir kanundur. O, teslim olmak demektir. Bütün kainat bir muhabbet ve teslim olmak demektir. Bütün kainat bir muhabbet ve teslimiyetten ibarettir. Ve hiçbir şey kendi kaderinden kaçamaz. Bir defa bu muhteşem planın varlığıın sezip kabul ettikten sonra, bütün yolların yalnız bir gerçeğe ulaştığı noktaya gelmiş olursunuz. Artık kendinizle kavgayı bırakmış ve huzura garkolmuşsunuzdur; Allah'a tatlı bir teslimiyetin içine girmişsinizdir."
İşte bu tatlı huzuru bulan Yusuf İslam, şöhretinin zirvesindeyken müziği bıraktı. Bütün müzik aletlerini sattı. Plaklarının da gelirini ekleyerek, bütün mal varlığım İslama adadı. Hedefi, önce Londra'da bir mescit yaptırmaktı. Sonra da, Müslüman çocuklarının eğitileceği okullar yaptırmak istiyordu. İlk olarak, Yusuf İslam'ın başkanlık ettiği bir teşkilat (İslamic Circle Organisation) Londra'nın banliyölerinden. Brent'de Müslüman çocukları için özel bir anaokulunu faaliyete geçirdi.
İngiltere'de şu sıralarda îslamî öğretim yapan özel okullar açılmış bulunuyor. Hükümet, katolik ve Yahudi cemaatlerinin kurduğu okulları resmen tanıdığı halde, Müslümanların ısrarla taleplerine rağmen, îslamî okulları tanımaya yanaşmıyordu. Yusuf İslam ve arkadaşlarının çalışmaları bu açıdan büyük önem taşıyor. Şu ana kadar yürütülen temaslar sonucu Anglikan Kilisesi, Katolik Killsesi île Yahudi Cemaatinin desteklerini sağlayan grup, öteki cemaatlere verilen hakkın kendilerine de tanınması için Eğitim Bakanlığı'nı ikna edeceğe benziyor. | |
| | | cemre
Mesaj Sayısı : 117 Kayıt tarihi : 18/08/07
| Konu: Geri: Baba ve Ogul (Father and Son) Çarş. Ağus. 29, 2007 7:34 pm | |
| "Kendisiyle yapılan bir konuşmada Yusuf İslam:
"îngiltere'deki mevcut eğitim sisteminin îslamî bir şuur kazanmak isteğinin gerçekleşmesine imkan vermediğini, bu sebeple. İngiltere'de yaşayan Müslümanların resmen tanınmış cemaat okulları kurmalarının siyasî hakları olduğunu" söyledi. Yusuf İslam, "öğretmen ve yöneticilerinin İslam'a sıkıca bağlı olduğu ve ders programı île ders dışı çalışmalarda îslamî esasların dikkate alındığı bir eğitim sistemini oluşturmak. biz müslümanların ilk görevidir." diye ekledi.
"Kendisinin başında bulunduğu teşkilatça kurulan okul, mütevazi imkanlarla çalışmaya başladı. 250.000 sterlin sermaye ile kurulan okulda yaşları üç ila beş arasında 17 öğrenci bulunuyor. İlk merhalede bir anaokulu hüviyetinde çalışan bu eğitim kurumuna kabullerini bekleyen yaklaşık 120 aday öğrenci var...
"Tecrübeli eğitimciler tarafından çerçevesi çizilen ders programında, Kur'an, Arapça, İngilizce, İslam esasları, îslam tarihi, çeşitli sosyal bilimler. Matematik, sanat ve beden eğitimi dersleri bulunuyor.
"Yeterli malî kaynaklara sahip olmadığından kabarık aday listesini okula kabul imkanı bulamadığını bildiren Yusuf İslam, en azından 100 öğrenciyi barındıracak daha geniş bir yer anyor. Gerekli izini alır almaz okulu tam teşekküllü bir ilk ve ortaokul haline dönüştüreceğini de bildiriyor. Böyle bir izin verilmesi, aynı zamanda ingiliz Hükümetinden malî yardım almalarına da kapı açmış olacak."
Yusuf İslam'ın Müslümanlığı bilhassa İngiltere'de geniş yankılar yaptı. Onun faaliyetleri ve çalışmaları İngiliz gençliği üzerinde büyük ilgi uyandırıyor. Bu ilgiyi değerlendiren İngiliz BBC Radyosu, onu 1984'ün ilk günlerinde konuşturdu. Yusuf İslam, kendisine ayrılan radyo programına Kur'an okuyarak başladı. Sonra da, bu ayetlerin İngilizce açıklamasını yaptı.
Radyo yetkilileri, programın dinleyiciler tarafından büyük ilgi gördüğünü belirttiler.
Yusuf islam, eski hayranlarına, her fırsatta şöyle sesleniyor: "...Duygularımı sizinle paylaşma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim ve dilerim Allah'tan siz de doğru yola gelesiniz. Müzik kalplerimizi bir araya getirmişti ve yıllarca ümitlerimizin dili oldu. Yine bir parçası olarak kalacak insanın, nasıl ölüm hayatın bir parçasıyla, nasıl ölümden sonra bir hayat varsa; tıpkı onun gibi, müziğin ötesinde de bir dünya vardır."
Yusuf İslam ile yapılan röportajlardan bir seçim yaparak onu daha yakından tanımak ve düşündüklerini anlamak mümkündür. Şimdi kısaca bakalım sorulara ve cevaplara:
'Çocukluğunuzda dinî duygularınız nasıldı?" " Annem İsveçli bir Babtist, babam Kıbrıslı bir Rum Ortodokstu. Evde az veya çok az bir Hıristiyanlık havası vardı. Londra'nın merkezinde eve en yakın bir Roma Katoliklerinin okuluna gönderildim. Orada Allah'a inanmamızı öğrettiler. Ama, Allah'a giden tek yolun İsa aracılığıyla olduğunu söylediler. Allah île direkt bir ilişkimiz yoktu. Bu inancı kabul etmiştim. Çünkü ana-babamın inancı böyleydi. Onların benden daha iyi bildiklerini farzederdim.
''11 yaşında iken karışık dinlerden öğrencilerin bulunduğu bir okula gittigimde az veya çok kiliseden ayrılmıştım. Ama, İsa'nın üzerimdeki etkisi, Teslis'in ne manaya geldiğini düşünmeden devam ediyordu.
"İslamla şereflenmeden önce yine dindar mıydınız? Değildiyseniz, önceki inancınızı niçin değiştirdiniz? Sizi İslama çeken özellik neydi?
"Dış dünya benim için çok çekici idi. Çok eğlenceli ve heyecanlıydı. Müziğe başladığım sırada, dini daha ciddiye almam gerektiğine dair duygularım olmasına rağmen, sözde bir Hıristiyan haline geldim.
Kilisenin akılcı yönü, pazar günleri günah işleyenlerin affedilmesi bana iki yüzlülük gibi geldi. Bu düşünce kiliseden ayrılmama sebep oldu.
"15-16 yaşlarımda şarkı yazmaya başladım. 19'una ayak bastığımda ilk büyük başarımı almıştım. Aşırı derecede içki ve sigara içiyordum. 20 yaşımda da tüberküloz yüzünden hasta düşmüştüm. Hastalık, san'atımda bir duraklama göstermişti. Hayatımı yeniden gözden geçirmem gerekti.
"Doğunun dinî felsefeleri île ilgilenmeye başladım. Hippilik dönemimde bu bende tutkulaştı. Budizm hakkında kitaplar okumaya başladım. Budizmi, katı ve dogmatik kilise öğretilerinden çok çok doyurucu buldum. Budistler gibi kendimi bu dünyadan koparmak için et yemez oldum. Yoga yapmaya, tefekküre dalmaya başladım. Bu, Hıristiyan din anlayışına karşı hoşlandığım ilginç bir alternatifti. Ancak pratiği göçtü.
."Aslında inceleme merakı da sarmıştı beni. Ailemin Rum (Yunan) kökenine doğru gittim. Pisagoras'ı ve her şeyin matematik formülle sonuçlanabileceği ve kainatın matematik kaideler altında işleyebileceği teorisini öğrendim.
"Bunun da pratiği hala mümkün değildi. Bana nasıl yaşanabileceğini söyleyemiyordu. Sonunda elime Kur-'an verilene kadar bana hiçbir dinin yardımcı olamayacağını sandım. İslam hakkında az bir şeyler biliyordum. îslamı, millî, yabancı bir kültür olarak değerlendiriyordum. Yani dinden çok, bir inanç olarak değil de, bu asra ait olmayan bir medeniyet olarak düşünüyordum. Tabii ki bu düşüncem, kitaplarda yazılan îslam ile şekillenmişti.
"Kur'an-ı Kerîmi okuduğumda, yalnız bir Allah'ın ve dinin de yalnız bir din olduğunu farkettim. Yine Kur'an'ın insanlara rehberlikte, hidayette ve imanda en son olduğunu anladım. Kur'an'ı okuyuşumdan bir yıl sonra, Kur'an'ın gösterdiği şekilde yaşamaya çalıştım.
"İslam, insanoğlunu sınıflara ayırmıyor. Tevhidi, nereye giderseniz gidin, her konuda aynı kaideleri göreceğiniz kainatın gayesi olarak gördüm.
"îslamı her çağa uygulanabilecek buldum. Bu arada bir başka şey daha var. Kur'an-ı Kerim kendisi bir mucizedir. îslamın önemi, insan ve ruhu ile direkt olarak konuşmasıdır.
"Kur'an-ı Kerîmi okuduğumda, îslamın belli bir devir dini olmayıp, her çağda ve mekanda uygulanabilir bir din olduğunu, diğer dinler gibi yetersiz olmadığını gördüm. Kur'an-ı Kerîm, değişik seviyedeki insanları muhatap alarak, ruhlarına gerçeği anlatan tek kitaptır. Bu sırrı keşfettiğimde kendi kişiliğimi bulduğumu anladım.
"Bir gün birine rastladım. Londra'da yeni bir cami açıldığını söyledi bana. Dinimi kabul etme zamanı gelmişti. 1977 kışında bir Cuma günü camiye gitmek üzere evden ayrıldım. Cuma namazından sonra imama varıp Müslüman olmak istedigimi söyledim. Müslümanlarla ilk temasım böyle oldu."
Yapageldiğiniz şeyleri aniden bırakmak ne kadar zor olmuştur değil mi? "Zor olmadı; çünkü, içki. sigara ve faiz gibi aslında beni tüketmekte, olan kötülükleri bırakmam gerektiğine içten inanıyordum. Ama, yine de eski arkadaşlarımdan kopmam zordu. 'Neden İslamın mesajını kavrayamıyorlar' diyordum, kendi kendime... îlişkilerimi kesmeden inancıma baglı kalmaya çalıştım. Fakat en nihayet bir noktaya geldim ki, dinim için geçmişimle İslam arasına bir çizgi çekmem gerektiğine karar verdim. Bu arada pek çok denemelerden geçtim. Söz gelimi, Müslüman olmayan arkadaşlarımın arasında bulunurken, 'özür dilerim' diyor ve sessizce namaz kılmaya gidiyordum. Nereye gittiğimi söylemiyordum onlara; bunun biraz tuhaf kaçacağını düşünüyordum. Sonra, birgün namaz kılmak için ayrıldığımın bilinmesi gerektiğine karar verdim. Hiç kimse karşı çıkmadı, hem de saygıyla karşıladılar. Siz ayağa kalktığınız ve görevinizi yaptığınız zaman, Allah sizin için kolaylaştıracaktır bunu; daha sonra da fazla bir mes'elem olmadı."
Bir yönde siz. Batı toplumu ve kültüründen çıkıp geldiniz. Şimdi, Batı hakkındaki değerlendirmeniz nedir? "Batı kültürü makine ve teknolojiye dayanır, insanlar makineden daha değersizleşiyorlar. Mesela, şu insanoğlu hiçbir yerde bir planda yok. Esas olarak Batı kültürü boş bir kültürdür. Acımasız ve gerçek bir öz varlığı yok. İnsanın gayesi, makine için yaşamak değil, Allah'a kulluk ve onun hükümlerini yeryüzünde uygulamaktır."
Müslüman olduktan sonra akrabalarınızla ilişkileriniz nasıl oldu? "Müslüman olarak akrabalık (sıla-ı rahim) bağını koparmadım. îslamî sınırlar içinde ilişkilerimi sürdürdüm. Onlan İslama davet ettim. Hepsi de Allah'ın birligine ve Hz. Peygamber'in risaletine inanıyorlar. İçki içmiyorlar, ancak günlük yaşayışlarında, davranışlarında bütün olarak İslam'ı uygulamıyorlar. Bunun sebepi, şürüp gelen alışkanlıklar, kemikleşmiş ve donmuş Batı sosyal yapısıdır. Bilindiği gibi, insan alışkanlıklarını kolay kolay terkedemiyor. Bunun bir adım ilerisi onlar için İslama teslimiyettir, inşaallah... Şu anda ailemizde ben ve eşim îslamı bütünüyle yaşamaya çalışıyoruz. (Yusuf İslam, bir Müslüman Türk kızıyla evlidir.)
Müziğe karşı şu andaki tavrınız nasıl? "Müzikle ilgili her türlü çalışmadan kaçma tavrını benimsedim. Önceki düştüğüm tuzağa düşmekten korkuyorum. Müzik zararsız bir zevk olabilir. Ama, Müslüman olarak vazifelerimizi ihmale götürebilir. Ki, bu da tehlikeli olabilir. Yani müzik, dikkatlice kullanılması gereken kuvvetli bir ilaç gibidir."
Bugün ve bu çağda pop dünyası. içinde Müslümanların da bulunduğu milyonlarca insanı peşinden sürüklüyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?
"Ne yazıktır ki, insanlar bugün bayağı arzuları için bir şeyler satın almaya itilmiş durumda. Plaklar, filmler, bantlar ve magazin yayınlarının çoğu, sadece para kazanmak için...
"Pop müziği dinlemek rüya görmek gibidir; ruha geçici bir esenlik sağlar. Bu müziği dinleyenler umumiyetle 'gerçeğe' ulaşmak özlemi içinde olanlardır. Müzik onlara kısa süreli bir ferahlık kazandırıyor, bunu 'modern hayat" dediğimiz bu acımasız sistemden bir çeşit kaçış olarak değerlendirebiliriz. .
İslam'ı kabul ettiğinizde babanızın tepkisi ne oldu? Babam kısa bir süre önce, benim Müslüman olmamdan memnun olarak öldü. Hatta ölüm döşeğinde iken, o da kelime-i şehadet getirdi. Annem ise, Allah'a
hamdolsun, attığım adımlardan hoşnuttur, îyl bir Müslüman olan eşimi beraber seçtik. Zaman zaman bizimle birlikte namaz kılmaktadır. Onun da yakında Müslümanlığını ilan edeceğini umuyorum."
Eski hayatınızı özlediğiniz oluyor mu?
Hiçbir zaman. Çünkü ben, Rabbimin muhabbetine kavuştuğum için mutluyum» Bir deyiş vardır: 'Hayat, ekmek gibi güzel kokuludur, ama yemesi kokuşu kadar güzel değildir.' Hayattaki uzun tecrübelerim sonucu vardığım nokta budur. En güzel şeyin, insanın kendi halinde ve Yaratıcısıyla ilişkisinden memnuniyeti olduğuna inanıyorum. Sözlerimin en iyi delili de bugünkü halimdir. Çağdaş medeniyetin bütün imkanlarına sahip olduğum zamanlarda içimde bir mutsuzluk, bir boşluk hissediyordum. Ama şu an, Allah'a hamdolsun, yolumu buldum. Bir insan için Allah'a yakın olarak Müslüman ve saliha bir eşle mutlu bir aile içinde yaşamaktan daha güzel bir şey olamaz."
İslam ülkelerini ziyaret ettiniz mi?
" Evet, Allah'ın lütfuyla, 1979 başlarında umreye gittim, İnşaallah, yakında Hac farizasını da yerine getirmeyi umuyorum."
Şimdi hangi İslami faaliyette bulunuyorsunuz?
"Biz (Cami Arkadaşları Cemiyeti) adı altında bir cemiyet kurduk. Gayemiz, camiyi hayatımızın ana otağı haline getirmektir.
"Bugün bizler camiye geldigimizde yere bakarak geliyoruz. Çünkü, camiye gelen çıplak ve süslü kadınların arkası kesilmiyor. Bu îslamî olmayan şartlardan camileri kurtarmak gerekir. Cami bizim faaliyetlerimizin merkezi, bizi birleştiren bir unsur olmalıdır. Aramızdaki ihtilafları bir yana bırakarak camide birleşmeliyiz."
Siz İngiliz Müslümanları bu açıdan ne yapıyorsunuz?
"Ben ingiliz değilim, bir Müslümanım. Her şeyimi İslama bağlamış bir kişiyim. Irkçılığa îslamın temel esprisl çerçevesinde karşıyım. Benim için önemli olan îslamî uygulamak ve yaşatmaktır. Benim durumum ilk Müslümanların durumundan farklı değil. Onlar cahili bir toplumdan İslama geldiler. Bu günkü durum ise, önce Müslümanları İslama, sonra islam dışı kitleleri îslama davet etmeyi gerektiriyor."hiç akıldan çıkarmayın; bir kişiyi îslama hidayet edecek olan yalnızca Allah'tır."
Evet ama, bu ülkede îslam'a karşı haber-yayın organlarıyla yürütülen propaganda öylesine büyük ki, halk İslam diye bir şeyin varliğından habersiz; mevcut durum alışmış ve kanıksamış durumda. Böyle bir ortamda insanlara nasıl ulaşabiliriz? Gerçek İslam'dan nasıl haberdar edebiliriz, onları?
Şurası bilinmelidir ki, son kararı veren daima insanların kendileridir; kimse gazetelerde okuduğu herşeye veya duyduğu her habere hemen inanacak kadar aptal değildir.
Bununla birlikte, Müslümanların davranışlarında bir takım kötü alışkanlıkların yansıdığını görürlerse, herhalde okuduklarına inanmamazlık etmeyeceklerdir.
"Bakın, tebliğ bizzat yapılır, îslamı yaymanın en iyi yolu arkadaşlıktır, sahabeleşmektir. Bugünkü haber yarın için eski haberdir. İnsanlar pek çok yalan ve yanlışlara maruz bırakılabilir, ama pek öyle etki altına da alınamazlar. Onları en çok etkileyen şey, temas içinde oldukları, birarada bulundukları kişilerdir.
"O halde, eğer Müslümansanız ve sözgelimi yakınlarınızdan biri îslamı yaşamıyorsa, bir Tom'a, dick'e ve Henry'ye gitmeden önce bu yakınınıza gitmelisiniz. Önce aileniz Müslüman olsun, güvenlik altına alınsın. Sadece sizin Müslüman olmanız sizi cezadan kurtarmaz. Pek çoğumuzun hala İslamın mesajını öğrenmeye ihtiyacı var."
Yusuf islam bu seslenişini son olarak bir kasetle yaptı, ilahilerle süslü bu eser. ingilizce konuşanlara Peygamberimizin (a.s.m.) hayatını sanatkarane biçimde anlatıyor.
Yusuf îslam, bütün islam dünyası ile de ilgileniyor. Bosna-Hersek'e tırlar dolusu insanî yardım malzemesi ile ulaşıyor, Filistinli, hatta Filipinli Müslümanlarla ilgileniyor. Kısacası, hayatını îslam'a hizmet etmeye vakfetmiş ihlaslı bir Müslüman olarak hepimize örnek oluyo | |
| | | | Baba ve Ogul (Father and Son) | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|