PEYGAMBERİMİZ HAKKINDA SÖYLENENLER
MAHATMA GANDİ:
"Milyonlarca insanın kalbi üzerinde tartışmasız bir etkisi
olan hayata sahip birisini görmek istedim. İslam'ın bir yeri fethinin kılıç
ile olmayıp, hayat tarzı ile olduğunu her zamankinden fazla anladım.
Peygamberin tam manasıyla sadeliği ve ahde sadakati, O'nun arkadaş ve
takipçilerine kendini adaması, tevazuu, yiğitliği, korkusuzluğu Tanrı'ya ve
dinine olan mutlak bağlılığıydı."
OTTO VON BİSMARK:
"Ey Muhammed (sav) sana çağdaş olmadığından dolayı çok
müteessirim. Muallimi ve naşiri olduğumdan bu kitap senin değildir. O
lahutidir. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kuvveti bir defa görmüş bundan
sonrada bir daha göremeyecektir. Ben huzurunda kemal-i hürmetle eğiliyorum."
EDWARD GİBBON:
"Bizde hayranlık uyandıran O'nun dininin yayılması değil,
istikrarıdır. Mekke ve Medine'de yer eden aynı saf ve etkinin 12 asır sonra
Hint'te, Afrika'da ve Türklerde Kur'ani devrimlerinden sonra aynen muhafaza edilmesidir."
ALMAN GOETHE:
"Çok kısa bir süre önce İslam Peygamberinin hayatını büyük bir
ilgi ile okuyup tahsil ettikten sonra gördüm ki;
O asla bir sahte peygamber değildir."
Bir başka batılı düşünür:
"O'na Peygamber dediler diyorsun değil mi; Niçin?
Çünkü Muhammed (sav) onlarla yüz yüze gelmiş, hiçbir esrarın arkasında
kutsanmamış, kendi HIRKASINA YAMA yapmış, AYAKKABILARINI TAMİR etmiş,
savaşmış ve onların arasında istişare etmiş ve emretmişti. Siz O'na ne derseniz
deyin O'nun nasıl bir İNSAN olduğunu mutlaka görmüşlerdir. Kutsal
tacıyla hiçbir imparator oturup kendi hırkasını yama yapan bu insan kadar
itaat görmemiştir. Yirmi üç yıllık zahmet ve gerçek mücadelenin içinde sahip
olması gereken her şeye sahip gerçek bir kahraman görüyorum"
YUSUF İSLAM:
"Son Peygamber Hz. Muhammed (sav) cahillik ve kara günler
içinde bulunan İbrahim'in getirdiği dinin kaybolmaya başladığı ve parçalara
ayrıldığı Mekke'de dünyaya geldi. İnsanlığa rahmet ve şefaat için
gönderildi. O bütün zamanların en mükemmel insanıdır. Müslüman olduğundan bu
yana Peygamberimizin, O büyük insanını hayatını araştırıyorum. O'nu okudukça
O'nu anladıkça etrafımı saran bilgisizliği, cehaleti daha iyi görüyorum ve irkiliyorum."
SEZAİ KARAKOÇ:
"Ne canlı ve unutulmaz bir levhadır Peygamber Efendimiz,
Mekke'nin tehlike anında çalınan çanını çalmış, halk toplanınca da "Ben size
desem ki: "Şu tepenin ardında düşman var, bana inanırımsınız?" Halk evet
deyince öyleyse diyorum ki Allaha inanın ve buyruklarına ve yasaklarına
uyun. Aksi halde sizin için tepenin ardındaki düşmandan daha büyük tehlike var demiştir."